Büyük Yangın
Hoca’nın karnı pek açıkmış. Sofradaki çorbaya kaşığını daldırıp hemen ağzına almış, yutmuş. Fakat çorba çok sıcakmış. Ağzı, boğazı müthiş bir surette yanan Hoca, hemen sokağa fırlamış, bağırıp kaçmaya başlamış.
- 'Savulun dostlar, karnımda yangın var.'
Üzerine
Hoca, arkadaşlarıyla şirin bir köye gezmeğe gitmiş. Akşama kadar yiyip içerek eğlenmişler. Burasını pek beğenen arkadaşları, her biri bir yemeği üzerine almak şartıyla birkaç gün daha kalmağa karar vermişler. Kafileden birisi:
- “Böreği benim üzerime!” demiş. Ötekisi:
- “Eti benim üzerime!”
- “Meyvesi benim üzerime!” demiş.
Herkes üzerine bir yemek alırken Nasreddin Hoca:
- “Arkadaşlar, bu ziyafetler aylarca bile sürse buradan ve aranızdan ayrılırsam Allah’ın lâneti de benim üzerime!...”
Ekmek ve Kar
Kahvede bir masa sohbetinde yeni yemekler bulma fikri ortaya atıldı. Hoca bunu sonuna kadar dikkatlice dinledi ve gayri ihtiyari:
- “Ben de bir defa kar ile ekmek yemeğini hazırlamıştım, ama o benim bile hoşuma gitmedi”, demiş.
Bayram Günü
Hoca bir gün yabancı bir memlekete gitmiş. Bakmış ki, bu şehrin bütün halkı yiyip içmekte, eğlenmekte... Hocayı da davet ederek bir şeyler ikram etmişler. Hoca doyduktan sonra şöyle söylemiş:
- “Tuhaf şey! Bu ne ucuz şehir böyle?” demiş. Bu sözü duyan adamın birisi:
- “Efendi, sen deli misin? Bugün bayramdır. Herkes evinden pişmiş bir şeyler getirir, biz de burada yer, içer, eğleniriz” demiş. Hoca bunun üzerine:
- “Keşke her gün bayram olsaydı, herkes mutlu olurdu” demiş.
Hoca'nın Tehdidi
Hoca büyük bir açlık hissetmeye başladığı anda uzak bir köye gelir. Oraya vardıktan sonra bütün çiftçileri muhtarın yanına çağırttırır ve kızgınlıkla şöyle der:
- “Ben köyünüzde kaldığım müddetçe bana yeterince yemek vereceksiniz. Aksi halde gittiğim son köyde beni aç bıraktıklarında onlara yaptığımın aynısını size de yaparım.”
Onu büyük bir büyücü sandıklarından önce korkarlar. Bundan dolayı da istediği kadar ona yemek verirler. Birkaç gün sonra tekrar yola koyulmak istediğinde köydeki meraklının biri sorar:
-“Eğer size yiyecek bir şey vermeseydik ne yapardınız?” Hoca o zaman gülerek cevap verir. -“O zaman aç olarak yoluma devam ederdim. Son gittiğim köyde de aynı şeyi yapmıştım
Hoca'nın Şansı
Günün birinde Hoca ve komşuları yiyecekler üzerine konuşmaya dalmışlardı. Hoca bu konuşmayı sevmiş ve konuştukça da konuşmaya devam etmişti. Bazen konuşur, bazen de dinlerdi. Oradakilerden biri Hoca’ya:
- “Hocam şu anda neye sahip olmak istersin?” diye sordu. Bunun üzerine Hoca düşünmeden:
- “Helvam olsun isterim. Uzun zamandan beri helva yemeye fırsatım olmadı” diye cevap verdi. Bunun üzerine komşusu:
- “Hocam bu niye böyle?” diye sordu. Hoca da:
- “Evet, unumuz olduğunda şekerimiz yoktur. Şu anda biraz şekerimiz var, fakat yağımız yok. Yağı bulduğumuzda da, un bulamayız. Bu yüzden helva yemedim” diye devam etti.
- “Çok doğru Hocam! Hepsinin tam olarak bulunduğu bir anınız olmadı mı?” diye arkadaşları sordu. Bunun üzerine Hoca:
- “Ha, o zaman da ben evde değildim” diye cevap verdi.